Testis Kanseri (Tümörü)

Nedir? Kimlerde Görülür?

Erkeklerin hastalığıdır, testisler erkeklerde torba da bulunan sperm yapımını ve erkekliği devam ettiren erkeklik hormonu “Testosteron” hormonunu üretmeyi sağlayan organlardır. Bu organların kanserine “Testis Kanseri”denir. Nadiren 50 yaş üstünde görülse de esas olarak genç yani 20-35 yaş arası erkeklerin hastalığıdır. Günümüzde erken yakalandığında bu hastalıktan kurtulma ihtimali %98 civarındadır.

Teşhis (Tanı) Nasıl Konur?

Genellikle hastalar testislerinde şişlik ile bize başvururlar; cerrahın elle muayenesi ve “Skrotal Ultrasonografi” tetkiki teşhis için yeterlidir.

Teşhisten Sonra İlk Yapılacak

Önce hastadan beta HCG, alfa feto protein ve LDH düzeylerini öğrenmek için kan alıp derhal ameliyat etmektir. Bu ameliyat, testisi kasıktan yapılan küçük bir kesi ile etrafındaki kılıflarla birlikte çıkarmayı amaçlar ve ürolojide adı Radikal Orchiektomidir.

Şekil 2: Cerrahi sonrası testis içerisindeki kanserli alanlar görülüyor.

Ameliyat Öncesi ve Sonrası

Bu ameliyat için gerekli tıbbi hazırlıklar yapıldıktan sonra hastalarımızı hastaneye yatırıp aynı gün ameliyatı gerçekleştiriyoruz. Bu ameliyat 15-20 dk. süren bir ameliyat olup Genel Anestezi ya da Bölgesel Anestezi (belden iğne yapılarak) ile uygulanabilir. Genellikle aynı gün hastalarımızı evlerine gönderip patoloji sonucunu bekliyoruz.

Testis Kanseri Tedavisi: Testis Kanserinden İyileşmek Mümkün mü? Prof. Dr. Tahir Karadeniz bilgiler veriyor.

Ameliyat Sonrası Neler Yapılır? Tedavi

Patoloji rapor sonucu elimize ulaştıktan sonra ne tip bir kanserle karşı karşıya olduğumuzu anlarız. Testis kanserinin iki farklı tipi vardır:

  1. SEMİNOM
  2. SEMİNOM OLMAYAN TİP (bu ürolojide NSGHT = Non Seminamatöz Germ Hücreli Tümör diye isimlendirilir)

Bu iki kanser tipinin tedavisi kısmen aynı, kısmen farklıdır. Patoloji raporu elimize geçtikten sonra hastalığın uzak organlara (Akciğer, Karın içi büyük damarların etrafı, Boyundaki lenf bezleri) yayılıp yayılmadığını anlamak için İlaçlı BT (bilgisayarlı tomografi=CT) yapılır.

  • Patoloji Sonucu Seminom ve Uzak Organlara Yayılım Yok: 1 veya 2 kere tek doz Carboplatin ilacı (kemoterapi) uygulanır.
  • Patoloji Sonucu Seminom Olmayan Tip (NSGCHT) ve Uzak Yayılım Yok: Genellikle kısa süreli, 2 kür tabir edilen Kemoterapi yeterli tedavidir.
  • Patoloji Sonucu Hangi Tip Olursa Olsun Uzak Yayılım Var: Akciğer, Karın içi büyük damarların etrafındaki lenf dokuları ya da boyun lenf bezleri ne yayılım saptanmış ise böyle bir durumda tedavi 4 kür, yani daha uzun bir Kemoterapidir.

Kemoterapi Sonrası Süreç

Kemoterapi sonrası hastaları ilk iki sene 3 er aylık daha sonra 6 aylık aralıklarla 5-10 yıl takiplere alıyoruz. Bu takiplerden beklediğimiz uzak organlara yayılmış hastalığın kemoterapiye verdiği cevap.

Kemoterapiye Cevap Nasıl Değerlendirilir?

Takipte belli aralıklarla yapılan CT tetkikleri ile:

  1. karın içi büyük damarların etrafındaki büyük lenf kitleleri kaybolmamış ise,
  2. ya da önce küçülmüş fakat daha sonra gene büyümüş ise,
  3. kitleler kaybolmuş ancak beta HCG, Alfa Feto protein isimli kan tahlilleri kanda yüksek kalmaya devam ediyor

Bu 3 maddeden biri söz konusu ise cevap yok ya da yetersiz demektir.

Kemoterapiye Cevap Yok İse Tedavi

Böyle bir durumda yapılacak tedavi RPLND (Retro Peritoneal Lenf Nodu Diseksiyonu) diye adlandırdığımız ameliyattır.

RPLND Ameliyatı Nedir? Öncesi ve Sonrası

RPLND, ürolojinin en büyük ameliyatlarından biri olarak kabul edilir ve ancak bu konuda tecrübeli bir ekibin yapabileceği bir girişimdir. Bazen hayati damarların etrafındaki kitleler çok büyük boyutlara ulaşmıştır, bu nedenle ameliyatı Üroloji ekibi ile birlikte Damar Cerrahisi ekibi birlikte yürütebilir. Önemli olan karın içi diğer organlar ve büyük damarlar yaralanmadan kitleleri temizleyebilmektir.

Aşağıdaki resimde ameliyatını gerçekleştirdiğimiz bir hastamızın ameliyat ile kitle çıkarılmadan önceki CT filminde kitlenin ne kadar büyük ve ana atar damarı sarmış olduğu görülebiliyor.

Bu ameliyat için hastalarımızı ameliyat planlanan günden 1 gün önce hastaneye yatırıp gerekli hazırlıkları yapıyor ve ertesi gün ameliyatı gerçekleştiriyoruz. Ameliyat sonrası hasta yoğun bakımda 24 saat geçiriyor ve 3-4.gün evine gönderiyoruz. Çıkarılan kitlenin patolojik incelenmesinin sonuçlanmasını bekliyor ve hastalığın yönetimini buna göre yapıyoruz.

Bulgaristan’da Sol Böbrek Tümörü nedeniyle sol böbreği alınmış misafirimiz 56 yaşındaki Nastos Apostolos beye, Bulgaristan’da Retroperiton dediğimiz en büyük damarların olduğu bölgede yaygın ve oldukça büyük lenf bezlerine metastaz olması sebebiyle Kemoterapi kararı verilmiş; hastamız bizim hastanemiz Medikal Onkolojiye geldi ve değerlendirildi. Retroperitondaki kitlelerin oldukça riskli olmasına rağmen çıkartılması kararı alındı, biz de hastamıza Retroperitoneal Lenf Bezi Diseksiyonu diye anılan oldukça riskli ve hassas ameliyatı yaptık, 4 saat süren ameliyat sonunda bütün tümörlü lenf bezleri çıkarıldı.

Bu ameliyat hastanemizde ilk defa yapıldı, hastamız 4 gün sonra taburcu oldu ve kemoterapi ya da başka tedaviye gerek kalmadı. Patoloji raporunda 59 lenf bezi çıkarıldığı ve bunun 16 adedinde tümör tespit edildiği belirtildi.

RPLND Ameliyatı Sonrası Çıkabilecek Patoloji Sonuçları Neler Olabilir? Tedavi

Patoloji raporuna göre çıkabilecek 3 sonuç söz konusudur:

  1. Patoloji raporu sonucu Canlı kanser dokusu çıkabilir, bunun oranı %20 dir. Böyle bir durumda yeniden Kemoterapi gerekir.
  2. Patoloji raporu sonucu Teratom çıkabilir, bu ihtimalin oranı %40 dır. Böyle bir durumda kemoterapi gereksizdir, sadece takip yeterlidir. Teratomlar kanser değildir ancak vücut içinde bırakılırsa öldürücü kanserlere dönüşebilir, ya da çok büyük kitleler haline dönüşüp komşu hayati organlara baskı yaparak ölüme yol açabilir.
  3. Patoloji raporu sonucu Nekroz çıkabilir, bu ihtimal %20 dir. Böyle bir durumda kemoterapi gereksizdir sadece takip yeterlidir.